Döviz, ekonomiyle ilgilenmeseniz dahi günlük hayatta karşımıza her daim çıkıyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde (Türkiye de bu ülkelerden biridir) döviz kuru sık sık takip edilmektedir. Döviz kurunu kısaca tanımlayacak olursak ülkelerin para biriminin diğer ülkelere ait yabancı para birimi karşısındaki kazandığı değer anlamına geliyor.
Döviz kurunun artması veya azalması belli faktörlere bağlıdır; FED kararları, IMF, Avrupa ekonomileri, cari açık, dış ticaret, para birimi ile alakalı arz-talep, enflasyon beklentileri, ekonomik politikalar, yurt dışı ve yurt içi faiz oranları, ülke ekonomisinin son durumu, turizm bu faktörlere örnek olarak verilebilir.
Bir ülkede ithal edilen mal ve hizmetlere ödenen miktar, ihraç etmiş olduğu mal ve hizmetlere ödediği miktarı geçiyor ise cari açık oluşur. Ülkede cari açık olursa döviz kurlarının artması beklenir.
Dış ticarette bu konuda epey önem arz eder, örnek verecek olursak ihracat, bir ülkeden başka ülkeye satılan mallardır ve eğer satış artarsa ülkeye yabancı para girişi de artmış olur. Yabancı para girişi artarsa buna bağlı olarak döviz talebi de artar. Döviz talebi artarsa kurda düşmeler meydana gelir. Bu düşmeler sayesinde de ülkenin kendi para birimi değerlenmiş olur. Yani döviz talebi ile kur ters orantılı şekilde ilerlemektedir. Kurun yükselmesi demek ülkedeki para biriminin değer kaybetmesi demektir.
Eğer ki bir ülkede enflasyon bekleniyorsa o ülkenin para birimine talep azalır. Talebin azaldığında yerli para git gide değer kaybeder.
Bir tek enflasyona bağlı olarak değil, yurt içi ve yurt dışında ortaya çıkan faiz oranları da döviz kurunu direkt olarak etkileyen faktörlerden biridir. Faizlerin yükseltildiği dönemlerde söz konusu ülkenin para biriminde değer kayıpları, düşürüldüğü dönemlerde ise değerde artışlar görülmüştür.
Döviz kurları belirlenirken bir başka faktör ise siyasi istikrardır. Bir ülkede siyasi durumlarda gerginlik var ise finansal yatırımlar, borsa, turizm bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir. Döviz kurları da buna bağlı olarak yükselecektir.